Yasin-Suresi-Dinle-(Kabe-İmamının-Sesinden)

Yasin Suresi Okunuşu ve Anlamı






Yasin Suresi Latin Harflerle Okunuşu :
1. Yasın
2. Vel kur'anil hakiym
3. İnneke le minel murseliyn
4. Ala sıratım müstekıym
5. Tenziylel aziyzir rahıym
6. Li tünzira kavmem ma ünzira abaühüm fehüm ğafilun
7. Le kad hakkal kavlü ala ekserihim fehüm la yü'minun
8. İnna cealna fı a'nakıhim ağlalen fe hiye ilel ezkani fehüm mukmehun
9. Ve cealna mim beyni eydihim seddev ve min halfihim sedden fe ağşeynahüm fehüm la yübsırun
10. Ve sevaün aleyhim e enzertehüm em lem tünzirhüm la yü'minun
11. İnnema tünziru menittebeaz zikra ve haşiyer rahmane bil ğayb fe beşşirhü bi mağfirativ ve ecrin kerım
12. İnna nahnü nuhyil mevta ve nektübü ma kaddemu ve asarahüm ve külle şey'in ahsaynahü fı imamim mübiyn
13. Vadrib lehüm meselen ashabel karyeh iz caehel murselun
14. İz erselna ileyhimüsneyni fe kezzebuhüma fe azzezna bi salisin fe kalu inna ileyküm murselun
15. Kalu ma entüm illa beşerum mislüna ve ma enzeler rahmanü min şey'in in entüm illa tekzibun
16. Kalu rabbüna ya'lemü inna ileyküm le murselun
17. Ve ma aleyna illel belağul mübın
18. Kalu inna tetayyarna biküm leil lem tentehu le nercümenneküm ve le yemessenneküm minna azabün eliym
19. Kalu tairuküm meaküm ein zükkirtüm bel entüm kavmüm müsrifun
20. Ve cae min aksal medıneti racülüy yes'a kale ya kavmittebiul murseliyn
21. İttebiu mel la yes'elüküm ecrav vehüm mühtedun
22. Ve ma liye la a'büdüllezı fetaranı ve ileyhi türceun
23. E ettehızü min dunihı aliheten iy yüridnir rahmanü bi durril la tuğni annı şefaatühüm şey'ev ve la yünkızun
24. İnnı izel le fı dalalim mübın
25. İnnı amentü bi rabbiküm fesmeun
26. Kıyledhulil cenneh kale ya leyte kavmı ya'lemun
27. Bima ğafera lı rabbı ve cealenı minel mükramiyn
28. Ve ma enzelna ala kavmihı mim ba'dihı min cündim mines semai ve ma künna münziliyn
29. İn kanet illa sayhatev vahıdeten fe iza hüm hamidun
30. Ya hasraten alel ıbad ma yetiyhim mir rasulin illa kanu bihı yestehziun
31. Elem yerav kem ehlekna kablehüm minel kuruni ennehüm ileyhim la yarciun
32. Ve in küllül lemma cemiy'ul ledeyna muhdarun
33. Ve ayetül lehümül erdul meyteh ahyeynaha ve ahracna minha habben feminhü ye'külun
34. Ve cealna fiyha cennatim min nahıyliv ve a'nabiv ve feccerna fiyha minel uyun
35. Li ye'külu min semerihı ve ma amilethü eydiyhim efela yeşkürun
36. Sübhanellezı halekal ezvace külleha mimma tümbitül erdu ve min enfüsihim ve mimma la ya'lemun
37. Ve ayetül lehümül leyl neslehu minhün nehara fe iza hüm muslimun
38. Veş şemsü tecrı li müstekarril leha zalike takdiyrul aziyzil aliym
39. Vel kamera kaddernahü menazile hatta ade kel urcunil kadiym
40. Leşşemsü yembeğıy leha en tüdrikel kamera velel leylü sabikun nehar ve küllün fı felekiy yesbehun
41. Ve ayetül lehüm enna hamelna zürriyyetehüm fil fülkil meşhun
42. Ve halakna lehüm mim mislihı ma yarkebun
43. Ve in neşe' nuğrıkküm fela sariyha lehüm velahüm yünkazun
44. İlla rahmetem minna ve metaan ila hıyn
45. Ve iza kıyle lehümütteku ma beyne eydıküm ve ma halfeküm lealleküm türhamun
46. Ve ma te'tiyhim min ayetim min ayati rabbihim illa kanu anha mu'ridıyn
47. Ve iza kıyle lehüm enfiku mimma razekakümüllahü kalelleziyne keferu lilleziyne amenu e nut'ımü mel lev yeşaüllahü at'amehu in entüm illa fı dalalim mübın
48. Ve yekulune meta hazel va'dü in küntüm sadikıyn
49. Ma yenzurune illa sayhatev vahıdeten te'huzühüm vehüm yehıssımun
50. Fela yestetıy'une tevsıyetev ve la ila ehlihim yarciun
51. Ve nüfiha fis suri fe iza hüm minel ecdasi ila rabbihim yensilun
52. Kalu ya veylena mem beasena mim merkadina haza ma veader rahmanü ve sadekal murselun
53. İn kanet illa sayhatev vahıdeten feiza hüm cemiy'ul ledeyna muhdarun
54. Fel yevme la tuzlemü nefsün şey'ev vela tüczevne illa ma küntüm ta'melun
55. İnne ashabel cennetil yevme fı şüğulin fakihun
56. Hüm ve ezvacühüm fı zılalın alel eraiki müttekiun
57. Lehüm fiyha fakihetüv ve lehüm ma yeddeun
58. Selamün kavlem mir rabbir rahıym
59. Vemtazül yevme eyyühel mücrimun
60. Elem a'hed ileyküm ya benı ademe el la ta'büdüş şeytan innehu leküm adüvvüm mübiyn
61. Ve enı'büduni haza sıratum müstekıym
62. Ve lekad edalle minküm cibillen kesiyra efelem tekunu ta'kılun
63. Hazihı cehennemülletı küntüm tuadun
64. Islevhel yevme bima küntüm tekfürun
65. El yevme nahtimü ala efvahihim ve tükellimüna eydıhim ve teşhedü ercülühüm bima kanu yeksibun
66. Velev neşaü letamesna ala a'yünihim festebekus sırata fe enna yübsırun
67. Velev neşaü le mesahnahüm ala mekanetihim femestetau mudiyyev ve la yarciun
68. Ve men nüammirhü nünekkishü fil halk efela ya'kılun
69. Ve ma alemnahüş şı'ra ve ma yembeğıy leh in hüve illa zikruv ve kur'anüm mübiyn
70. Li yünzira men kane hayyave ve yehıkkal kavlü alel kafirın
71. E ve lem yerav enna halakna lehüm mimma amilet eydına en'amen fehüm leha malikun
72. Ve zellelnaha lehüm fe minha rakubühüm ve minha ye'külun
73. Ve lehüm fiyha menafiu ve meşarib efela yeşkürun
74. Vettehazu min dunillahi alihetel leallehüm yünsarun
75. La yestetıy'une nasrahüm vehüm lehüm cündüm muhdarun
76. Fela yahzünke kavlühüm inna na'lemü ma yüsirrune ve ma yu'linun
77. Evelem yeral insanü enna halaknahü min nutfetin fe iza hüve hasıymün mübın
78. Ve darabe lena meselev ve nesiye halkah kale mey yuhyil ızame ve hiye ramım
79. Kul yuhyıhellezı enşeeha evvele merrah ve hüve bi külli halkın alım
80. Ellezı ceale leküm mineş şeceril ahdari naran fe iza entüm minhü tukıdun
81. Eveleysellezı halekas semavati vel erda bi kadirin ala ey yahlüka mislehüm bela ve hüvel hallakul alım
82. İnnema emruhu iza erade şey'en ey yekule lehu kün fe yekun
83. Fe sübhanellezı bi yedihı melekutü külli şey'iv ve ileyhi türceun.. 
Yasin Suresi Anlamı : 
1 - Yâsîn.
2-3 - Ey Muhammed! Hikmetli Kur'ân'a andolsun ki, sen risâlet görevi 
4 - Dosdoğru bir yol üzerindesin
5-6 - Babaları korkutulmamış ve kendileri de gafil olan bir kavmi, çok güçlü ve çok merhametli olan Allah'ın indirdiği (Kur'ân) ile korkutasın.
7 - Andolsun ki onların çoğunun üzerine azab sözü hak olmuştur. Onlar imana gelmezler.
8 - Çünkü biz onların boyunlarına kelepçeler geçirmişiz. O kelepçeler çenelerine dayanmıştır da burunları yukarı, gözleri aşağı somurtmaktadırlar.
9 - Hem önlerinden bir sed, arkalarından bir sed çekmişiz, kendilerini sarmışızdır. Baksalar da görmezler.
10 - Onları korkutsan da korkutmasan da onlara göre birdir, inanmazlar.
11 - Sen ancak Kur'ân'a tabi olan ve görünmediği halde Rahman olan Allah'tan korkan kimseyi sakındırırsın. İşte onu bir bağışlanma ve çok şerefli bir mükafatla müjdele.
 12 - Gerçekten biz ölüleri diriltiriz, onların önceden yapıp gönderdiklerini ve bıraktıkları eserlerini yazarız. Zaten biz her şeyi açık bir kütükte, bir "imam-ı mübin"de (ana kitapta, yani Levh-i mahfuzda) sayıp tesbit etmişizdir.
13 - Sen onlara, o şehir halkını örnek ver. Hani oraya peygamberler gelmişti.
14 - Hani biz onlara iki peygamber göndermiştik, fakat onlar ikisini de yalanlamışlardı. Biz de (onları) üçüncü bir peygamberle destekledik. Onlara: "Şüphesiz ki biz size gönderilmiş elçileriz." dediler.
15 - Onlar da: "Siz bizim gibi insandan başka birşey değilsiniz, hem Rahman olan Allah, hiçbir şey indirmedi. Siz sadece yalan söylüyorsunuz." dediler.
16 - Peygamberler dediler ki: "Rabbimiz biliyor ki biz gerçekten size gönderilmiş elçileriz."
17 - "Bize düşen de sadece apaçık tebliğdir."
18 - Onlar dediler ki: "Herhalde biz sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık. Eğer bu işten vazgeçmezseniz, andolsun ki, sizi hiç tınmadan taşlarız ve mutlaka bizden size pek acıklı bir azab dokunur."
19 - Peygamberler de şöyle cevap verdiler: "Sizin uğursuzluğunuz beraberinizdedir. Size öğüt verildi diye mi (uğursuzluğa uğradınız)? Doğrusu siz israfı âdet etmiş bir kavimsiniz."
20 - O sırada şehrin ta ucundan bir adam koşarak geldi ve: "Ey kavmim! Uyun o elçilere!"
21 - "Uyun sizden hiçbir ücret istemeyen o zatlara ki, onlar hidayete ermişlerdir."
22 - "Bana ne oluyor da kulluk etmeyecekmişim beni yaratana? Hep döndürülüp O'na götürüleceksiniz."
23 - "Hiç ben O'ndan başka ilâhlar edinir miyim? Eğer O Rahman, bana bir zarar dileyecek olsa, onların şefaati benden yana hiçbir şeye yaramaz ve onlar beni kurtaramazlar."
24 - "Şüphesiz ki ben, o zaman apaçık bir sapıklık içinde olurum."
25 - "Şüphesiz ki ben, Rabbinize iman getirdim, gelin dinleyin beni."
26 - (Sonra ona) "haydi gir cennete!" denildi. O da dedi ki: "Ne olurdu kavmim bilseydi!"
27 - "Rabbimin beni bağışladığını ve beni kendilerine ikram edilen kullarından kıldığını."
28 - Biz arkasından kavminin üzerine bir ordu indirmedik, indirecek de değildik.
29 - Sadece bir gürültü oldu, onlar da hemen sönüverdiler.
30 - Yazıklar olsun o kullara ki, kendilerine glen her bir peygamberle mutlaka alay ediyorlardı.
31 - Görmediler mi ki, kendilerinden önce nice kuşakları helak etmişiz. Onlar artık kendilerine dönüp gelmiyorlar.
32 - Onların hepsi toplanıp, sadece bizim huzurumuza getirilmişlerdir.
33 - Hem bir delildir onlara ölü toprak. Biz ona hayat verdik ve ondan taneler çıkardık da ondan yiyip duruyorlar.
34 - Biz orada hurmalıklardan, üzüm bağlarından bahçeler yaptık. İçlerinde pınarlardan sular fışkırttık.
35 - (Bunu), Onun ürününden ve kendi elleriyle yaptıklarından yesinler diye (yaptık). Hâlâ şükretmeyecekler mi?
36 - Yerin bitkilerinden, kendi nefislerinden ve daha bilemeyecekleri şeylerden bütün çiftleri yaratan Allah'ın şanı ne yücedir.
37 - Gece de onlara bir delildir. Biz ondan gündüzü soyar çıkarırız, bir de bakarlar ki karanlığa dalmışlar.
38 - Güneş de bir delildir ki kendi yolunda akıp gidiyor. İşte bu çok güçlü ve her şeyi bilen Allah'ın takdiridir.
39 - Ay'a gelince, ona menziller tayin ettik. Nihayet o eski hurma salkımının çöpü gibi (yay haline) dönmüştür.
40 - Ne güneşin aya çatması yaraşır, ne de gece gündüzü geçebilir; onların her biri kendi yörüngesinde yüzerler.
41 - Onlar için bir delil de bizim, onların neslini dolu bir gemide taşımamızdır.
42 - Yine kendileri için onun gibi binecek şeyler yaratmamızdır.
43 - Eğer dilesek onları boğarız da o zaman ne onların feryadına yetişen bulunur, ne de onlar kurtarılır.
44 - Ancak tarafımızdan bir rahmet ve bir zamana kadar yaşatmak başka.
45 - Durum böyle iken onlara: "Önünüzdekinden ve arkanızdakinden korkun ki size rahmet edilsin" denildiği zaman,
46 - Ve kendilerine Rablerinin âyetlerinden herhangi bir âyet geldiği zaman mutlaka ondan yüz çevirirler.
47 - Onlara: "Allah'ın size rızık olarak verdiği şeylerden hayra harcayın" dendiği zaman, o kâfirler, müminler için: "Allah'ın dileyince doyurabileceği kimseyi biz mi doyuracağız? Siz apaçık bir sapıklık içinde değil de nesiniz?" dediler.
48 - Yine onlar: "Eğer doğru söylüyorsanız bu (kıyamet) vaadi ne zaman?" diyorlar.
49 - Onlar sadece bir tek çığlığa bakıyorlar, bir çığlık ki, onlar çekişip dururken kendilerini yakalayıverir.
50 - O zaman bir vasiyette bile bulunamazlar. Ailelerine de dönemezler.
51 - Sûr'a üfürülmüştür, bir de ne baksınlar kabirlerinden Rablerine doğru akın ediyorlar.
52 - Onlar: "Eyvah başımıza gelenlere! Mezarımızdan bizi kim kaldırdı? O Rahmân'ın vaad buyurduğu işte bu imiş. Gönderilen peygamberler de doğru söylemişler" derler.
53 - Başka değil, sadece bir tek çığlık olmuş, derhal hepsi toplanmış huzurumuza getirilmişlerdir.
54 - Artık bugün hiç kimseye zerre kadar zulmedilmez. Ancak yaptıklarınızın cezasını çekeceksiniz.
55 - Gerçekten cennetlik olanlar bugün bir meşguliyet içinde zevk etmektedirler.
56 - Kendileri ve eşleri gölgelerde koltuklar üzerine kurulmuşlardır.
57 - Onlara orada bir meyve vardır. İsteyecekleri her şey onlarındır.
58 - (Onlara) Rahîm olan Rab'den "selâm" sözü vardır.
59 - Ey günahkârlar! Bugün siz bir tarafa ayrılın.
60-61 - "Ey Âdemoğulları! Şeytana tapmayın, o size apaçık bir düşmandır ve bana kulluk edin, doğru yol budur, diye size and vermedim mi?" (buyurulacak)
62 - Böyle iken o sizden birçok nesilleri yoldan çıkardı. Ya o zaman düşünmüyor muydunuz?
63 - İşte bu size vaad edilen cehennemdir.
64 - Bugün yaslanın ona bakalım inkâr ettiğiniz için.
65 - Bugün biz onların ağızlarını mühürleriz de neler kazandıklarını bize elleri söyler, ayakları da şahitlik eder.
66 - Hem dileseydik gözlerini üzerinden silme kör ediverirdik de yola dökülürlerdi. Fakat nereden görecekler?
67 - Yine dileseydik oldukları yerde kılıklarını değiştirirdik de ne ileri gidebilirlerdi, ne de geri dönebilirlerdi.
68 - Bununla beraber kimin ömrünü uzatıyorsak, yaratılışta onu (güç ve kuvvetini alarak) tersine çeviriyoruz. Hâlâ akıllanmayacaklar mı?
69 - Biz ona şiir öğretmedik. Bu ona yaraşmaz da... O sadece bir öğüt ve apaçık bir Kur'ân'dır.
70 - (Bu), diri olanları uyarmak ve kâfirlere de azab sözünün hak olması içindir.
71 - Şunu da görmediler mi: Biz onlar için kudretimizin meydana getirdiklerinden birtakım hayvanlar yaratmışız da onlara sahip bulunuyorlar.
72 - Onları, kendilerinin hizmetine vermişiz de, hem onlardan binekleri var, hem de onlardan yiyorlar.
73 - Onlarda daha birçok menfaatleri ve türlü içecekleri de var. Hâlâ şükretmeyecekler mi?
74 - Onlar, Allah'tan başka birtakım ilâhlar edindiler. Güya yardım olunacaklar.
75 - Onların, onlara yardıma güçleri yetmez. Kendileri ise onlar için bazı askerlerdir.
76 - O halde onların sözleri seni üzmesin. Biz onların içlerini de biliriz, dışlarını da.
77 - İnsan, kendisini bir damla sudan yarattığımızı görmedi mi de, şimdi apaçık bir hasım kesildi?
78 - Yaratılışını unutarak bize bir de mesel fırlattı: "Kim diriltecekmiş o çürümüş kemikleri?" dedi.
79 - De ki: "Onları ilk defa yaratan diriltecek ve o her yaratmayı bilir."
80 - Size o yeşil ağaçtan bir ateş yapan O'dur. Şimdi siz ondan tutuşturmaktasınız.
81 - Gökleri ve yeri yaratan, onlar gibisini yaratmaya kâdir değil midir? Elbette kâdirdir. Çünkü o her şeyi yaratandır, her şeyi bilendir.
82 - O'nun emri, bir şeyi dileyince ona sadece "Ol!" demektir. O da hemen oluverir...
83 - O halde her şeyin mülkü ve tasarrufu (hükümranlığı) elinde bulunan Allah'ın şanı ne yücedir. Siz de yalnız O'na döndürüleceksiniz...




0 yorum:

Yorum Gönder

 
Anasayfa | Kur'an-dinle-oku-meali © 2014