Saffat Suresi Dinle (Kabe İmamının Sesinden)

Saffat Suresi Okunuşu ve Anlamı






Saffat Suresi Latin Harflerle Okunuşu ;
1. Vessaffati saffa        
2. Fezzacirati zecra     
3. Fettaliyati zikra        
4. İnne ilaheküm le vahıd         
5. Rabbüs semavati vel erdı ve ma beynehüma ve rabbül meşarık        
6. İnna zeyyennes semaed dünya bi zınetinil kevakib    
7. Ve hıfzam min külli şeytanim marid  
8. La yessemmeune ilel meleil a'la ve yukzefune min külli canib
9. Dühurav ve lehüm azabüv vasıb       
10. İlla men hatfel hatfete fe etbeahu şihabün sakıb      
11. Festeftihim ehüm eşddü halkan em men halakna inna halaknahüm min tıynil lazib    
12. Bel acibte ve yesharun      
13. Ve iza zükkiru la yezkürun 
14. Ve iza raev ayetey yesteshırun       
15. Ve kalu in haza illa sıhrum mübın   
16. E iza mitna ve künna türabev ve ızamen e inna le meb'usun
17. E ve abaünel evvelun         
18. Kul neam ve entüm dahırun           
19. Fe innema hiye zecratüv vahıdetün fe izahüm yenzurun       
20. Ve kalu ya veylena haza yevmüd dın         
21. Haza yevmül faslillezı küntüm bihı tükezzibun         
22. Uhşürullezıne zalemu ve ezvacehüm ve ma kanu ya'büdun 
23. Min dunillahi fehduhüm ila sıratıl cehıym     
24. Ve kıfuhüm innehüm mes'ulun        
25. Me leküm la tenasarun      
26. Bel hümül yevme müsteslimun       
27. Ve akbele ba'duhüm ala ba'dıy yetesaelun 
28. Kalu inneküm küntüm te'tunena anil yemın 
29. Kalu bel lem tekunu mü'minın        
30. Ve ma kane lena aleyküm min sultan bel küntüm kavmen tağıyn    
31. Fe hakka aleyna kavlü rabbina inna le zaikun        
32. Fe ağveynaküm inna künna ğavın  
33. Fe innehüm yevmeizin fil azabi müşterikun 
34. İnna kezalike nef'alü bil mücrimın   
35. İnnehüm kanu iza kıyle lehüm la ilahe illellahü yestekbirun  
36. Ve yekulune e inna letariku alihetina li şaırim mecnun         
37. Bel cae bil hakkı ve saddekal murselın      
38. İnneküm lezaikul azabil elım          
39. Ve ma tüczevne illa ma küntüm ta'melun    
40. İlla ıbadellahil muhlesıyn    
41. Ülaike lehüm rizkum ma'lum          
42. Fevakih ve hüm mükramun
43. Fı cennatin neıym  
44. Ala sürurim mütekabilın     
45. Yütafü alyhim bi ke'sim mim meıyn
46. Beydae lezzetil lişşaribın    
47. La fıha ğavlüv ve la hüm anha yünzefun      
48. Ve ındehüm kasıratüt tarfi ıyn        
49. Ke ennehünne beydum meknun     
50. Fe akbele ba'duhüm ala ba'dıy yetesaelun 
51. Kle kailüm minhüm innı kane lı karın          
52. Yekulü e inneke le minel müsaddikıyn       
53. E iza mitna ve künna türabev ve ızamen e inna le medınun  
54. Kale hel entüm müttaliun   
55. Fattalea fe raahü fı sevail cehıym   
56. Kale tellahi in kidte le türdın          
57. Ve lev la nı'metü rabbı leküntü minel muhdarın       
58. E fe ma nahnü bi meyyitın  
59. İlla mevtetenel ula ve ma nahnü bi müazzebın         
60. İnne haza le hüvel fevzül azıym      
61. Li misli haza felya'melil amilun        
62. E zalike hayrun nüzülen em şeceratüzç zekkum      
63. İnna cealnaha fitnetel liz zalimın      
64. İnneha şeceratün tahrucü fı aslil cehıym      
65. Tal'uha ke ennehu ruusüş şeyatıyn 
66. Fe innehüm le akilune minha fe maliune minhel butün         
67. Sümme inne lehüm aleyha le şevbem min hamum   
68. Şümme inne merciahüm le ilel cehıym        
69. İnnehüm elfev abaehüm dallın        
70. Fe hüm ala asarihim yühraun         
71. Ve le kad dalhle kablehüm ekserul evvelın 
72. Ve le kad erselna fıhim münzirın    
73. Fenzur keyfe kane akıbetül münzerın         
74. İlla ıbadellahil muhlesıyn    
75. Ve le kad nadana nuhun fe le nı'mel müccıbun       
76. Ve necceynahü ve ehlehu minel kerbil azıym          
77. Ve cealna zürriyyetehu hümül bakıyn         
78. Ve terakna aleyhi fil ahırın 
79. Selamün ala nuhın fil alemın           
80. İnna kezalike neczil muhsinın         
81. İnnehu min ıbadinel mü'minın         
82. Sümme ağraknel aharın     
83. Ve inne min şıatihı le ibrahım         
84. İz cae rabbehu bi kalbin selım       
85. İz kale li ebıhi ve kavmihı maza ta'büdun    
86. E ifken aliheten dunellahi türıdun    
87. Fe ma zannüküm bi rabbil alemın   
88. Fe nezara nazraten fin nücum        
89. Fe kale innı sekıym
90. Fe tevellev anhü müdbirın  
91. Ferağa ila alihetihim fe kale e ela te'külun   
92. Ma leküm la tentıkun         
93. Ferağa aleyhim darbem bil yemın  
94. Fe akbelu ileyhi yeziffun    
95. Kale e ta'büdune ma tenhıtun        
96. Vallahü halekkkaküm ve ma ta'melun        
97. Kalübnu lehu bünyanen fe elkuhü fil cehıym           
98. Fe eradü bihı keyden fe cealnahümül esfelın          
99. Ve kale innı zahibün ila rabbı seyehdın       
100. Rabbi heb lı mines salihıyn           
101. Fe beşşernahü bi ğulamin halım   
102. Felemma beleğa meahüs sa'ye kale ya büneyye innı era fil menami ennı ezbehuke fenzur maza tera kale ya ebetif'al ma tü'meru setecidünı in şaellahü mines sabirın      
103. Felemma eslema ve tellehu lil cebın         
104. Ve nadeynahü ey ya ibrahım       
105. Kad saddakter rü'ya inna kezalike neczil muhsinın           
106. İnne haza le hüvel belaül mübın    
107. Ve fedeynahü bi zibhın azıym      
108. Ve terakna aleyhi fil ahırın           
109. Selamün ala ibrahım        
110. Kezalike neczil muhsinın  
111. İnnehu min ıbadinel mü'minın       
112. Ve beşşernahü bi ishaka nebiyyem mines salihıyn
113. Ve barakna aleyhi ve ala ishak ve min zürriyyetihima muhsinüv ve zalimül li nefsihı mübın 
114. Ve le kad menenna ala musa ve haun      
115. Ve necceynahüma va kavmehüma minel kerbil azıym      
116. Ve nasarnahüm fe kanu hümül ğalibın      
117. Ve ateynahümel kitabel müstebın 
118. Ve hedeynahümes sıratal müstekıym       
119. Ve terakna aleyhima fil ahırın       
120. Selamün ala musa ve harun         
121. İnna kezalik enczil muhsinın         
122. İnnehüma min ıbadinel mü'minın   
123. Ve inne ilyase le minel murselın    
124. İz kale li kavmihı ela tettekun       
125. E ted'une ba'lev ve tezerune ahsenel halikıyn       
126. Allahe rabbeküm ve rabbe abaikümül evvelın      
127. Fe kezzebuhü fe innehüm le muhdarun     
128. İlla ıbadellahil muhlesıyn  
129. Ve terakna aleyhi fil ahırın           
130. Selamün ala ilyasın          
131. İnna kezalike neczil muhsinın       
132. İnnehu min ıbadinel mü'minın       
133. Ve inne lutal le minel mürselın      
134. İz necceynahü ve ehlehu ecmeıyn
135. İlla acuzen fil ğabirın        
136. Sümme demmernel aharın           
137. Ve inneküm le temürrune aleyhim musbihıyn        
138. Ve bil leyl e fe la ta'kılun  
139. Ve inne yunüse le minel murselın  
140. İz ebeka ilel fülkil meşhun
141. Fe saheme fe kane minel müdhadıyn       
142. Feltekamehül hutü ve hüve mülım
143. Fe lev la ennehu kane minel müsebbihıyn 
144. Le lebise fı batnihı ila yevmi yüb'asun       
145. Fe nebeznahü bil arai ve hüve sekıym      
146. Ve embenta aleyhi şeceratem miy yaktıyn
147. Ve erselnahü ila mieti elfin ev yezıdün      
148. Fe amenu fe metta'nahüm ila hıyn
149. Festeftihim e li rabbikel benatü ve lehümül benun 
150. Em halaknel melaiket inasev ve hüm şahidun       
151. E la innehüm min ifkihim le yekulun          
152. Veledellahü ve innehüm le kazibun          
153. Astafel benati alel benın   
154. Ma leküm keyfe tahkümun          
155. E fe la tezekkerun           
156. Em leküm sültanüm mübın           
157. Fe'tu bi kitabiküm in küntüm sadikıyn      
158. Ve cealu beynehu ve beynel cinneti neseba ve le kad alimetil cinnetü innehüm le muhdarun          
159. Sübhanellahi amma yesıun           
160. İlla ıbadellahil muhlesıyn  
161. Fe inneküm ve ma ta'büdun         
162. Ma entüm aleyhi bi fatinın
163. İlla men hüve salil cehıym
164. Ve ma minna illa lehü mekamüm ma'lum  
165. Ve inna le nahnüs saffun  
166. Ve inna le nahnül müsebbihün      
167. Ve in kanu le yekulun      
168. Lev enne ındena zikram minel evvelin      
169. Lekünna ıbadellahil muhlesıyn      
170. Fe keferu bih fe sevfe ya'lemun   
171. Ve le kad sebekat kelimetüna li ıbadinel murselın 
172. İnnehüm le hümül mensurun         
173. Ve inne cündena lehümül ğalibun 
174. Fe tevelle anhüm hatta hıyn         
175. Ve ebsırhüm fe sevfe yübsırun     
176. E fe biazabina yesta'cilun 
177. Fe iza nezele bi sahatihim fe sae sabahul münzerın           
178. Ve tevelle anhüm hatta hıyn         
179. Ve ebsır fe sevfe yübsırun           
180. Sübhane rabbike rabbil ızzeti amma yesfun          
181. Ve selamün alel murselın 
182. Vel hamdü lillahi rabbil alemın…
Saffat Suresi Anlamı ;
1, 2, 3, 4. Saf bağlayıp duranlara, haykırarak sevk edenlere ve zikri (Allah'ın kelâmını) okuyanlara andolsun ki, sizin ilahınız gerçekten bir tek ilahtır.           
5. O, göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbidir. Doğuların da (Batıların da) Rabbidir.
6. Biz en yakın göğü zinetlerle, yıldızlarla donattık.       
7. Onu itaatten çıkan her şeytandan koruduk.  
8, 9. Onlar, yüce topluluğu (ileri gelen melekler topluluğunu) dinleyemezler. Kovulmaları için her taraftan taşa tutulurlar. Onlar için sürekli bir azap da vardır.  
10. Ancak onlardan söz kapan olur. Onu da delip geçen bir alev izler (ve yok eder).   
11. (Ey Muhammed!) Şimdi sen onlara sor: "Kendilerini yaratmak mı daha zor, yoksa yarattığımız diğer şeyleri yaratmak mı? Şüphesiz biz onları yapışkan bir çamurdan yarattık.
12. Hayır, sen (onların haline) şaştın onlar ise alay ediyorlar.    
13. Kendilerine öğüt verildiği zaman öğüt almıyorlar.   
14. Bir mucize gördükleri zaman onu alaya alıyorlar.    
15. (Dediler ki:) "Bu bir büyüden başka bir şey değildir."         
16. "Gerçekten biz, ölüp bir toprak ve kemik yığını haline geldikten sonra mı, biz mi tekrar diriltileceğiz?"        
17. "Önceden gelip geçmiş atalarımız da mı?"  
18. De ki: "Evet, hem de siz aşağılanmış kimseler olarak (diriltileceksiniz)."      
19. O ancak şiddetli bir sesten ibarettir. Bir de bakarsın ki onlar (diriltilmiş hazır) beklemektedirler.     
20. Şöyle diyecekler: "Vay başımıza gelene! Bu beklenen ceza günüdür."        
21. Onlara, "İşte bu, yalanlamakta olduğunuz hüküm ve ayırım günüdür" denilir.          
22, 23, 24. Allah meleklere şöyle emreder: "Zulmedenleri, eşlerini ve Allah'ı bırakıp da tapmakta olduklarını toplayın, onları cehennemin yoluna koyun ve onları tutuklayın. Çünkü onlar sorguya çekileceklerdir.    
25. Onlara, "Ne diye yardımlaşmıyorsunuz?" denir.     
26. Hayır, onlar bugün teslim olmuş kimselerdir.          
27. Birbirlerine yönelip sorarlar (çekişirler).     
28. Şöyle derler: "Siz bize sağdan gelirdiniz. Bize haktan yana görünürdünüz." 
29. Diğerleri de onlara şöyle derler: "Hayır, siz zaten mü'min kimseler değildiniz."        
30. "Bizim, sizin üzerinizde hiçbir hakimiyetimiz yoktu. Hatta siz azgın bir kavimdiniz."
31. "Artık Rabbimizin sözü (azap) bizim hakkımızda gerçekleşti. Biz onu mutlaka tadacağız."
32. "Evet, biz sizi saptırdık. Çünkü biz de sapkın kimselerdik."
33. Artık onlar o gün azapta ortaktırlar
34. İşte biz suçlulara böyle yaparız.     
35. Çünkü onlar, kendilerine, "Allah'tan başka hiçbir ilah yoktur" denildiği zaman inanmayıp büyüklük taslıyorlardı.     
36. "Biz, deli bir şair için ilahlarımızı mı terk edeceğiz?" diyorlardı.       
37. Hayır, öyle değil. O, hakkı getirmiş, (önceki) peygamberleri de tasdik etmiştir.      
38. Şüphesiz siz mutlaka elem dolu azabı tadacaksınız.
39. Siz ancak işlediklerinizin karşılığı ile cezalandırılırsınız.        
40. Ancak Allah'ın halis kulları başka. 
41, 42. İşte onlar için belli bir rızık, meyveler vardır. Onlar ikram gören kimselerdir.   
43. Onlar Naim cennetlerindedirler.     
44. Koltuklar üzerinde karşılıklı olarak otururlar.         
45, 46. Onların etrafında cennet pınarından doldurulmuş, berrak ve içenlere lezzet veren kadehler dolaştırılır. 
47. Onda baş döndürme özelliği yoktur. Onlar, onu içmekle sarhoş da olmazlar.         
48. Yanlarında bakışlarını yalnızca kendilerine çevirmiş iri gözlü eşler vardır.    
49. Sanki onlar (beyazlıklarıyla), saklanmış (gün yüzü görmemiş) yumurtalardır.           
50. Derken birbirlerine yönelip sorarlar.          
51. İçlerinden biri der ki: "Benim bir arkadaşım vardı."
52. "Sen de tekrar dirilmeyi tasdik edenlerden misin?" derdi.   
53. "Gerçekten biz, ölüp bir toprak ve kemik yığını haline geldikten sonra mı, biz mi hesaba çekileceğiz?"       
54. Konuşan o kimse yanındakilere, "Bakar mısınız, hali ne oldu?" der.
55. Kendisi de bakar ve onu cehennemin ortasında görür.       
56. Ona şöyle der: "Allah'a andolsun, neredeyse beni de helak edecektin."      
57. "Rabbimin nimeti olmasaydı, mutlaka ben de cehenneme konulanlardan olmuştum."           
58, 59. "Nasıl, ilk ölümümüzden başka ölmeyecek miymişiz? Bize azap edilmeyecek miymiş?"           
60. Şüphesiz bu (cennetteki nimetlere ulaşmak) büyük bir başarıdır.    
61. Çalışanlar böylesi için çalışsınlar!   
62. Ziyafet olarak bu mu daha hayırlı, yoksa zakkum ağacı mı?           
63. Şüphesiz biz onu zalimler için bir imtihan aracı kıldık.         
64. O, cehennemin dibinde biten bir ağaçtır.    
65. Onun meyveleri sanki şeytanların kafalarıdır.         
66. Cehennemlikler ondan yiyecekler ve onunla karınlarını dolduracaklardır.   
67. Sonra onlar için bunun üstüne kaynar sudan karışık bir içecek vardır.        
68. Sonra onların dönüşleri mutlaka cehennemedir.     
69. Çünkü onlar babalarını sapık kimseler olarak buldular.      
70. Kendileri de onların izinden koşa koşa gitmektedirler.       
71. Andolsun, onlardan önce, evvelkilerin çoğu da sapmıştı.    
72. Andolsun, biz onlara da uyarıcılar göndermiştik.    
73. Bak, uyarılanların sonu nasıl oldu!  
74. Ancak Allah'ın ihlâslı kulları başka.
75. Andolsun, Nûh bize dua edip seslenmişti. Biz ne güzel cevap vereniz!        
76. Onu ve ailesini o büyük sıkıntıdan kurtardık.          
77. Onun neslini yeryüzünde kalanlar kıldık.    
78. Sonradan gelenler arasında ona güzel bir ad bıraktık.        
79. Âlemler içinde Nûh'a selam olsun! 
80. İşte biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız.       
81. Çünkü o, bizim mü'min kullarımızdandı.     
82. Sonra biz, diğerlerini suda boğduk.
83. Şüphesiz İbrahim de onun taraftarlarından idi.        
84. Hani o, Rabbine temiz bir kalple gelmişti   
85. Hani babasına ve kavmine şöyle demişti: "Siz neye tapıyorsunuz?" 
86. "Allah'ı bırakıp da bir takım uydurma ilahlar mı istiyorsunuz?"        
87. "O halde Âlemlerin Rabbi hakkında görüşünüz nedir?"      
88, 89. İbrahim yıldızlara baktı ve "Ben hastayım" dedi.          
90. Bunun üzerine arkalarını dönüp ondan uzaklaştılar.
91. İbrahim onların putlarının tarafına gizlice gitti ve şöyle dedi: "Yemez misiniz?"         
92. "Ne diye konuşmuyorsunuz?"        
93. Derken üzerlerine yürüyüp onlara güçlü bir darbe indirdi.   
94. Kavmi (telaş içinde) koşarak ona doğru geldi.       
95. İbrahim şöyle dedi: "Yonttuğunuz putlara mı tapıyorsunuz?"           
96. "Oysa Allah sizi de, yaptığınız şeyleri de yaratmıştır."         
97. Kavmi, "Onun için bir bina yapın, (içinde ateş yakın) ve onu ateşe atın" dedi.         
98. Böylece ona bir tuzak kurmak istediler. Biz de onları en alçak kimseler kıldık.       
99. İbrahim şöyle dedi: "Ben Rabbime (onun emrettiği yere) gideceğim. O bana yol gösterecektir."     
100. "Ey Rabbim! Bana salihlerden olacak bir çocuk bağışla." 
101. Biz de ona uysal bir oğul müjdeledik.      
102. Çocuk kendisiyle birlikte koşup yürüyecek yaşa gelince İbrahim ona, "Yavrum, ben rüyamda seni boğazladığımı gördüm. Düşün bakalım, ne dersin?" dedi. O da, "Babacığım, emrolunduğun şeyi yap. İnşaallah beni sabredenlerden bulacaksın" dedi.         
103, 104. Nihayet her ikisi de (Allah'ın emrine) boyun eğip, İbrahim de onu (boğazlamak için) yüz üstü yere yatırınca ona, şöyle seslendik: "Ey İbrahim!"  
105. "Gördüğün rüyanın hükmünü yerine getirdin. Şüphesiz biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız."
106. "Şüphesiz bu apaçık bir imtihandır."         
107. Biz, (İbrahim'e) büyük bir kurbanlık vererek onu (İsmail'i) kurtardık.       
108. Sonradan gelenler arasında ona güzel bir ad bıraktık.      
109. İbrahim'e selam olsun.     
110. İyilik yapanları işte böyle mükafatlandırırız.          
111. Çünkü o mü'min kullarımızdandı. 
112. Biz onu salihlerden bir peygamber olarak İshak ile de müjdeledik.           
113. Onu da İshak'ı da uğurlu kıldık. Her ikisinin nesillerinden iyilik yapanlar da vardı, kendine apaçık zulmedenler de.           
114. Andolsun, biz Mûsâ'ya ve Hârûn'a da lütufta bulunduk.   
115. Onları ve kavimlerini o büyük sıkıntıdan kurtardık.          
116. Onlara yardım ettik de onlar galip gelenler oldular.          
117. Biz onlara (hükümlerimizi) açıklayan Kitab'ı (Tevrat'ı) verdik.      
118. Onları doğru yola ilettik.  
119. Sonradan gelenler arasında onlara güzel birer ad bıraktık.
120. Mûsâ'ya ve Hârûn'a selam olsun. 
121. Şüphesiz biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız.         
122. Çünkü onlar mü'min kullarımızdan idiler.  
123. Şüphesiz İlyas da peygamberlerden idi.   
124. Hani kavmine şöyle demişti: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?"  
125, 126. "Yaratıcıların en güzelini, sizin ve geçmiş atalarınızın Rabbi olan Allah'ı bırakarak "Ba'l'e mi tapıyorsunuz?"   
127. Onu yalanladılar. Bu sebeple onlar (cehenneme) götürüleceklerdir.          
128. Ancak Allah'ın ihlâslı kulları başka.          
129. Sonradan gelenler içerisinde ona güzel bir ad bıraktık.     
130. İlyas'a selam olsun          
131. Şüphesiz biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız          
132. Çünkü o bizim mü'min kullarımızdandı.    
133. Şüphesiz Lût da peygamberlerdendi.       
134, 135. Hani biz onu ve geride kalanlar arasındaki yaşlı bir kadın (kâfir olan eşi) dışında bütün ailesini kurtarmıştık. 
136. Sonra da diğerlerini yok ettik.     
137, 138. Şüphesiz sizler (yolculuklarınız sırasında) sabah akşam onların (harap olmuş) yurtlarına uğrayıp duruyorsunuz. Hâlâ düşünmeyecek misiniz?
139. Şüphesiz Yûnus da peygamberlerdendi.  
140. Hani o kaçıp yüklü gemiye binmişti.         
141. Gemidekilerle kur'a çekmiş ve kaybedenlerden olmuştu. 
142. Böylece, Yûnus kendini kınayıp dururken balık onu yuttu.           
143, 144. Eğer o, Allah'ı tespih edip yüceltenlerden olmasaydı, mutlaka insanların diriltileceği güne kadar balığın karnında kalırdı. 
145. Derken biz onu hasta bir halde sahile attık.          
146. Üzerine geniş yapraklı bir ağaç bitirdik.   
147. Biz onu yüz bin, yahut daha fazla insana peygamber olarak gönderdik.    
148. Nihayet onlar iman ettiler. Biz de onları bir süreye kadar geçindirdik.      
149. Ey Muhammed! Onlara sor: Kız çocukları Rabbinin de, erkek çocukları onların mı?
150. Yoksa biz melekleri dişi olarak yaratmışız da onlar şahid mi bulunuyorlarmış?      
151, 152. İyi bilin ki onlar kendi uydurmaları olarak, "Allah çocuk sahibi oldu" diyorlar. Onlar elbette yalan söylüyorlar.           
153. Yoksa Allah kızları erkeklere tercih mi etti?         
154. Neyiniz var? Nasıl hüküm veriyorsunuz!  
155. Hiç düşünmüyor musunuz?          
156. Yoksa sizin apaçık bir deliliniz mi var?     
157. Eğer doğru söyleyen kimseler iseniz getirin (bu delili içeren) kitabınızı!     
158. Allah ile cinler arasında da nesep bağı kurdular. Oysa cinler de kendilerinin Allah'ın huzuruna getirileceklerini bilirler.           
159. Allah onların nitelendirdiği şeylerden uzaktır, yücedir.      
160. Ancak Allah'ın ihlâslı kulları bunlar gibi değildir.   
161, 162, 163. (Ey müşrikler!) Ne siz ve ne de taptıklarınız cehenneme gireceklerden başkasını kandırıp Allah'ın yolundan saptırabilirsiniz.
164. (Melekler derler ki:) "Bizim her birimizin bilinen bir makamı vardır."         
165. "Şüphesiz biz (orada) saf duranlarız."       
166. "Şüphesiz biz (Allah'ı) tespih edip yüceltenleriz."  
167, 168, 169. Müşrikler) şunu da söylüyorlardı: "Eğer yanımızda öncekilere verilen kitaplardan bir kitap olsaydı, elbette biz ihlâslı kullar olurduk."  
170. Fakat (kitap gelince) onu inkar ettiler. Yakında (sonlarının ne olacağını) bilecekler.          
171. Andolsun, peygamber olarak gönderilen kullarımız hakkında şu sözümüz geçmişti
172. "Onlara mutlaka yardım edilecektir."       
173. "Şüphesiz ordularımız galip gelecektir."    
174. O halde bir süreye kadar onlardan yüz çevir        
175. Gözetle onları, yakında onlar da görecekler.        
176. Yoksa onlar azabımızı acele mi istiyorlar?
177. Fakat azabımız onların yurtlarına indiğinde o uyarılmış olanların sabahı ne kötü olur!
178. Ey Muhammed! Bir süreye kadar onlardan yüz çevir.      
179. (Bekle ve) gör. Onlar da yakında görecekler.      
180. Senin Rabbin; kudret ve şeref sahibi olan Rab, onların nitelendirdiği şeylerden uzaktır, yücedir.   
181. Peygamberlere selam olsun.        
182. Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur…




0 yorum:

Yorum Gönder

 
Anasayfa | Kur'an-dinle-oku-meali © 2014